Skip to content

Blog: Yazı Ana Blog Sayfasına Geri Dön

Bağlama Dersi Özel Eğitimle Neden Daha Etkilidir Ve Bağlamada Temel Eğitim Nasıl Olmalıdır

Yüzyıllar boyunca bağlama öğrenimi usta-çırak şeklinde günümüze kadar süregelmiştir. En iyi öğrenim tekniği bana göre, görerek, birebir olmalıdır. Aynı anda, aynı ritimle, beraber çalışma, özellikle enstrüman öğreniminde çok kolaylık sağlar. Yapılan yanlışlar hoca tarafından saniyesinde görülerek telafi edilmekte ve öğrenciye kısa zamanda öğrenme konusunda zaman kazandırmaktadır. Çünkü toplu kurslarda hocalar tek tek öğrenciyle birebir ilgilenemediklerinden, öğrenci yaptığı yanlışı sürekli tekrar ederek, bir gelişme sağlayamamaktadır. Ayrıca derslerin aksatılmadan belirli günlerde devam edilmesi, öğrencinin farkına varamadığı yanlışları birebir hoca tarafından düzeltilmesi bakımından, özel ders eğitiminde, önem arz etmektedir. Özel bağlama eğitimi, sıkıcı olmayan, samimi, notaları bir kabus haline getirmeyen, motivasyonu güçlü, bu işin zor olmadığını baştan öğrencisine ikna edebilen, pratik methotları iyi hoca bulunduğunda, çok zevkli hale gelecektir. Bundan sonra eğitim, her dersi iple çeken öğrencilerin düzenli özverili çalışmalarıyla, çok daha mükemmel hale gelecek ve çok kısa zamanda ilerleme kaydedilecektir. Nota eğitimini abartarak çok uzun tutmak, hem öğrenciyi sıkmakta, hem de öğrencide bağlama çalma yeteneğinin olmadığı kanısına vardırmaktadır. Halbuki nota, öğrendiğinizi kağıt üzerinde açıkça görmenizi ve tekrar yaparken hatırlamanız açısından bir araçtır. Olmazsa olmaz değildir. Bağlama öğreniminde asıl olan, dersi hocayla, görerek, müzik kulağıyla ve müzik hafızasıyla öğrenmektir. Müzik parçasını çalmadan önce notaları adı, sesi ve süresiyle okumak (solfej) tabiki önemlidir. Ancak notaların bir kağıt üzerinde gösterimi, özellikle notaların sürelerini kaçırdığımızda, hangi notaya hangi tezene vuruşu geldiğini ve hangi parmağı basacağımızı unuttuğumuzda, çok önemlidir ve öğrenmeyi hızlandırır. Şüphesiz usta-çırak şeklinde öğrenim, özel ders eğitimiyle, nota öğrenimi ile daha tamamlayıcı hale gelecektir. Bağlama öğrenmeye başlamadan önce belli önyargıları atarak işin temeli neyse o şekilde başlamak en iyisidir. Bağlama temel düzeni ''Bozuk Düzen'' diye tabir ettiğimiz düzendir. Bu düzen uzun saplı bağlamada ''La-Re-Sol'' (alt-orta-üst teller) akort şekliyle çalınan bir düzendir. Diğer düzenler (Misket, Müstezat, Abdal, Fidayda,...vs) bozuk düzenin değişik varyantlarıdır. Kısa saplı bağlamada çalınan ''Bağlama Düzeni'' de bozuk düzenin ''La-Re-Mi'' düzeninden çıkmıştır. Mi karar sesi çok pes olduğundan ve Türk Halk Müziğinde nota yazımında portenin 2. aralığındaki 440 La (seslendirmede batı müziğinde genelde kullanılan portenin alttan 1. çizgisindeki Do'ya karşılık gelir) kullanılmaktadır. Bundan dolayı Mi karar perdesi, uzun sap bağlamada kelepçeyi Re perdesine takarak, orta teldeki La perdesine taşınır. Bu durumda ''Re-Sol-La'' şeklinde bir düzen çıkar. Genelde bu düzeni kısa saplı bağlamada çalma geleneği vardır. Zaten uzun sap bağlamaya kelepçe takıldığında da kısa saplı bağlama işlevi görmektedir. Bu durumda, hem uzun sap ''La-Re-Mi'' düzeninin kısa saplı bağlamada, boyut farkından dolayı, çıkan akort problemi çözülmekte hem de 440 La üzerinden bağlama düzeni ''Re-Sol-La'' akordu ile bozuk düzen ''La-Re-Sol'' akordu arasında bir uyumluluk sağlanmaktadır. Görüldüğü gibi kısa sap bağlama düzeninin çıkış noktası da gene uzun sap bozuk düzendir. Uzun sap bozuk düzende La dizisi (La-Si-Do-Re-Mi-Fa-Sol-La) alt teldeki perdelere sıralanmıştır. Bundan dolayı genelde alt tellerden çalınır. Kol sap üzerinde daha çok gidip gelir ve kolun refleksi daha çok çalışır. Tam ses-yarım ses (Mi-Fa, Sİ-Do) perde aralıklarına karşılık gelen parmaklarımızı kullanmak (işaret parmağı (1)-yüzük parmağı (3); işaret parmağı (1)-orta parmak (2)) bağlamada işin temelini oluşturmaktadır. Kısa sap bağlama düzeninde, uzun sapta kelepçeyi Re perdesine taktığımızdan dolayı, aslında uzun sap bozuk düzendeki alt telde Re notasından sonraki, orta telde de Sol notasından sonraki aynı notalara karşılık gelir. Başlangıçtaki ''La-Re-Mi'' akordundaki Mi karar sesinin orta teldeki La perdesine taşınmasından dolayı üst tel La karar sesine karşılık gelir. Bu durumda La dizisindeki ilk üç nota orta ve üst tellerdeki (La-Si-Do) perdelerden çalınmaktadır. Yalnızca Do notası genelde üst teldeki perdeden çalınmaktadır (bazen orta teldeki perdeden). Görüldüğü gibi kısa sap bağlama düzeninde La dizisinin ilk dört notası alt tellerde gezinmemekte, Mi notasından itibaren alt tele geçmektedir. Bu durumda La dizisinin 5., 6. tiz seslerinden itibaren başlayan (Fa-Sol-La-Si-Do...) parçalar hariç genelde sap üzerinde gidip gelmeler fazla olmamaktadır. Bu durum kolun gidip gelme refleksini fazla çalıştırmamaktadır. Tabiri caizse kol açısından işi tembelliğe alıştırmaktadır. Bundan dolayı kısa sap bağlama düzeninden uzun sap bağlama düzenine geçildiğinde kolun gidip gelmesi açısından zorlanma görülmektedir. Uzun sap bozuk düzende çalınan özellikle tavırlı parçalar kısa sap bağlama düzeninde tam anlamıyla çalınamamaktadır. Tam tersi, kısa sap bağlama düzeninde çalınan bazı ezgilerde (topal havası, şekeroğlan, deli derviş, bazı deyiş ve semahlar....vs) uzun sap bozuk düzende tam anlamıyla çalınamamaktadır. Israrla kısa sap bağlama düzeni çalmak isteyen arkadaşlar işin bu temel farklılığını bilmeden hareket etmektedirler. Kısa sap bağlama düzeniyle bağlama çalmaya başlamak elini kulağının tersiyle tutmak gibi bir şeydir. İşi temelden öğrenmek en doğrusudur. Piyasada özellikle 80'li 90'lı yıllardan sonra yaygınlaşan kısa sap bağlama çalımı ve öğrenimi işi temelinden uzaklaştırmıştır. Halbuki o yıllarda ve halen bağlamayı temelden öğreten kurslar mevcuttur. Ancak bütün bunlara rağmen halen ısrarla kısa sap bağlama düzenini beli bir yöreselliğe ve kültüre indirgeyerek hareket etmek işi temelinden uzaklaştırmaktadır. Halbuki bağlama, ister uzun ister kısa sap olsun, Orta asyadan gelerek anadoludaki farklı kültürleri de bir mozaik şeklinde içine katarak, dil, din, etnik unsur gözetmeksizin bütün halk ezgilerinin ortak sesi olagelmiştir. Sonuç itibariyle uzun-kısa sap bağlama düzenlerinin her ikisinin de, temeli göz ardı etmeden, başlangıçta en azından 1-2 ay uzun sap bozuk düzen öğrendikten sonra kısa sap bağlama düzenine geçmek şeklinde, çok fazla da sıkıcı olmadan, öğrenilmesini tavsiye ederim. Daha sonra uzun sapa yeniden geçilebilir ya da kısa sap ile belli zaman aralıklarıyla yeniden çalışılabilir. Bu şekilde her iki düzeni mukayese etme şansına ve bu düzenlere daha iyi hakim olarak bağlamayı kuş bakışı görme imkanına kavuşmuş olursunuz.

Yazar Hakkında

Serhat Tomur

Serhat Tomur

Bağlama Öğretmeni Trt Ankara Radyosu

  • Şişli, İstanbul
  • Bağlama, Kompozisyon, Solfej
  • Tüm İstanbul
  • 750 TL/Saat
  • Tanıtım Videosu
  • Onaylı Üye
  •  (19 Yorum)
  • Blog Yazarı (3 Yazı)
  • 2013'den bu yana üye
  • Bugün
  • Offline

Başarı Hikayeleri

2010 yılından bu yana sitenizin üyesiyim. Herkesin nasibi ve kısmeti ayrı tabi ki. Ben siteniz aracılığıyla kendime yetecek kadar öğrenciye ve veliye yardım edebilme fırsatı buldum. Teşekkürler.

Mustafa İbrahim Al - İstanbul